This is default featured slide 1 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
This is default featured slide 2 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
This is default featured slide 3 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
This is default featured slide 4 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
This is default featured slide 5 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
29 Nisan 2010 Perşembe
27 Nisan 2010 Salı
G.Saray'a ilginç kurallar geliyor
Bu maddeler Genel Kurul’dan geçerse Adnan Öztürk, Ünal Aysal gibi Polat’a rakip olabilecek isimler 3 yıl yöneticilik yapmadığı için aday olamayacak. Başkan ve yönetimi rencide edici açıklamalar da adaylığın önünü kesiyor... Başkanlık süresi 3 seneye çıkıyor...
Galatasaray’da tartışmalı bir döneme daha giriliyor... Başkan Adnan Polat ve
yönetiminin çağrısı doğrultusunda 29 Mayıs tarihinde ‘tüzük tadili’ için gerçekleştirilecek olan Olağanüstü Genel Kurul’unda değiştirilmesi istenen 59, 60 ve 115. maddeler kavga çıkaracak gibi görünüyor...
Zira bu maddelerin kabul edilmesi halinde bu sene başkan Adnan Polat’ın karşısına rakip çıkan Adnan Öztürk ya da camianın önümüzdeki dönemlerde başkanlığa hazırladığı Ünal Aysal gibi isimler aday bile olamayacak... Çünkü, her ikisi de G.Saray’da 3’er yıl yöneticilik yapmış değil...
Ayrıca bunu destekleyen bir başka unsur da ihraç konularıyla ilgili... Buna göre eğer mevcut başkanı yönetimini rencide edici açıklamalarda bulunan her kim olursa olsun, üyelikten ihraç edilecek ve aday olamayacak...
ÜYE ALIMI KISITLANIYOR
29 Mayıs’taki Genel Kurul’da tüzük tadili kabul edilirse kulübe üye kayıtlarındaki tarifeler de değişecek. Buna göre Galatasaray ilkokulu, lisesi, üniversitesi gibi okullardan mezun olanlar, onların yakınları, kulüp sporcu ve yakınlarına öncelik verilirken dışardan girişlere büyük bir sınırlama getirilecek.
ALİ SAMİ YEN KOMPLEKSİ!
Türk Telekom Arena olarak yapılan yeni stadın ismine kanunlar gereği Ali Sami Yen ismini veremeyen yönetim, bunun için masum bir hileye (!) başvurdu. Buna göre tüzüğe de yansıtılan konuda, Türk Telekom Arena Stadı’ndaki kompleksin adı Ali Sami Yen Kompleksi olacak.
İŞTE O MADDELERİN İÇERİĞİ
Galatasaray’da tartışmalı bir döneme daha giriliyor... Başkan Adnan Polat ve
yönetiminin çağrısı doğrultusunda 29 Mayıs tarihinde ‘tüzük tadili’ için gerçekleştirilecek olan Olağanüstü Genel Kurul’unda değiştirilmesi istenen 59, 60 ve 115. maddeler kavga çıkaracak gibi görünüyor...
Zira bu maddelerin kabul edilmesi halinde bu sene başkan Adnan Polat’ın karşısına rakip çıkan Adnan Öztürk ya da camianın önümüzdeki dönemlerde başkanlığa hazırladığı Ünal Aysal gibi isimler aday bile olamayacak... Çünkü, her ikisi de G.Saray’da 3’er yıl yöneticilik yapmış değil...
Ayrıca bunu destekleyen bir başka unsur da ihraç konularıyla ilgili... Buna göre eğer mevcut başkanı yönetimini rencide edici açıklamalarda bulunan her kim olursa olsun, üyelikten ihraç edilecek ve aday olamayacak...
ÜYE ALIMI KISITLANIYOR
29 Mayıs’taki Genel Kurul’da tüzük tadili kabul edilirse kulübe üye kayıtlarındaki tarifeler de değişecek. Buna göre Galatasaray ilkokulu, lisesi, üniversitesi gibi okullardan mezun olanlar, onların yakınları, kulüp sporcu ve yakınlarına öncelik verilirken dışardan girişlere büyük bir sınırlama getirilecek.
ALİ SAMİ YEN KOMPLEKSİ!
Türk Telekom Arena olarak yapılan yeni stadın ismine kanunlar gereği Ali Sami Yen ismini veremeyen yönetim, bunun için masum bir hileye (!) başvurdu. Buna göre tüzüğe de yansıtılan konuda, Türk Telekom Arena Stadı’ndaki kompleksin adı Ali Sami Yen Kompleksi olacak.
İŞTE O MADDELERİN İÇERİĞİ
Serdar isyan etti!
14:14
fb video, fb videoları, fotomac, gs video, gs videoları, maç özetleri, spor haberleri.spor haber.1905 haber
No comments
Radyospor’da Özgür Sancar’la Haber Özel Programı’na katılan Serdar, bu sezon sadece 3 maçta 11’de yer aldığını, bir kez 90 dakika oynayabildiğini belirterek, oynadığı maçlarda ise başarılı olduğunu, tek eksiğinin “gol” olduğunu söyledi.
Bu hafta içerisinde yönetimle son kez masaya oturacaklarını ifade eden Serdar Özkan, “Bu hafta takımda kalıp kalmayacağım belli olacak. Tek isteğim oynamak. 23 yaşındayım önüme bakmak zorundayım. 1 maç oynuyorum 5 maç oynamıyorum. Türkiye’de genç futbolculara haksızlık yapılıyor. Bana, Arda’ya, İbrahim Kaş’a haksızlık yapılıyor.” dedi.
SÖZLEŞME İMZALAMADIM DİYE AİLEME KÜFRETTİ
Sivasspor maçındaki yaşanan olayı Radyospor'da anlatan Serdar Özkan, "Bir seyirci bana küfretti, ben de dedim ki üstümde Beşiktaş forması var, bana nasıl küfür ediyorsun. Yanındaki sağduyulu taraftarlar da küfür eden kişiyi susturdular ve olaydan duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Sağduyulu davranan taraftarlarımıza teşekkür ediyorum." dedi.
Taraftarın galibiyet istediğini; ancak kensinin Sivasspor maçında herhangi bir suçu bulunmadığını kaydeden Serdar Özkan, "Sanırım küfreden taraftar, henüz yeni sözleşme imzalamamış olmamdan dolayı küfretmiş. “Sözleşmeyi imzala” dedi, arkasından ağza alınmayacak bir küfür etti. Tepki göstermeme bile kızıyorlar. Bir insana yolda giderken, annesine-babasına küfretseniz o insan tepkisiz kalabilir mi? Gözümün içine baka baka aileme küfretti ve bu kişi benim yaşımda biriydi." şeklinde konuştu.
HAKEM HATALARI LİGDEN KOPMAMIZA NEDEN OLDU
Takımın bu sezonki performansını da değerlendiren Serdar Özkan, "Sezona takım olarak kötü başladık. Sonradan toparladık; fakat son iki üç haftada yapılan bariz hakem hataları nedeniyle ligden koptuk. Bütün sezon boyuncu çalışıyorsunuz, koşmaktan çiğeriniz patlayacak duruma geliyor. Açıkçası böyle küçük hatalardan dolayı emeklerinizin heba olması bizi çok üzdü." dedi.
İYİ OYNADIM TEK EKSİĞİM GOL ATAMAMAKTI
Bu sezon çok az şans bulduğunu ifade eden Serdar Özkan şöyle devam etti: "Oynadığım maçlarda da iyi oynadım. Kötü oynadığımı düşünmüyorum. Tek eksiğim gol atamamaktı. O golleri atsaydım, kimse bana bugün kalkıp bir şey demezdi; diyemezdi. Her şeyden önemlisi çok fazla forma şansı bulamadım. Üç kere bile 11’de başlamadım. 90 dakika oynadığım maç sayısı sadece bir. Eğer gerekli şans verilseydi, son vuruş açısından da sorun yaşamazdım. İnsan oynadıkça özgüven kazanır. Ben 1 hafta oynuyorum, üç hafta beş hafta oynamıyorum. 1., 2., 3. maçlarda oynamıyorum, 4. maçta oynuyorum, ondan sonra bir 5 maç daha oynamıyorum. Bu tabloda bir futbolcu nasıl konsantre olabilir ki (?)"
TEK İSTEĞİM OYNAMAK
Tek isteğinin futbol oynamak olduğunu vurgulayan Serdar Özkan, "Bu konuyu teknik direktörümüz Mustafa Denizli’yle konuşmadım. Hocanın takdiridir deyip geçtim. Kendisiyle bu konuyu yüz yüze konuşmadık; ama bildiğim kadarıyla takımda kalmamı istiyor. Ama ben 23 yaşında bir futbolcuyum. Oynamak istiyorum. Bir maç oynayıp 3 maç oynayamayacaksam bu işin içinden nasıl çıkacağız. Oynamak istiyorum. Bu kadar açık." şeklinde konuştu.
Sözleşme imzalayıp imzalamayacağı konusunda bu hafta içerisinde son bir görüşme olacağını söyleyen Serdar Özkan, "Anlaşma sağlar mıyız, sağlayamaz mıyız bilmiyorum; ama beni Serdar Özkan yapan Beşiktaş takımıdır. Ben Beşiktaş’a imza atmam diyemem ki; ama 23 yaşındayım ve önüme bakmak zorundayım. En güzel yaşlarımda kulübede oturmak istemiyorum. Bakalım yönetici büyüklerim bana ne diyecekler, ben sadece bu hafta yapılacak görüşmeye kanalize oldum. Onun dışında Avrupa’ya mı gideyim yoksa Türkiye’de bir takıma mı gideyim diye düşünmedim. Ne olup, ne bitecek hepimiz göreceğiz." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE GENÇ FUTBOLCULARA HAKSIZLIK YAPILIYOR
Türkiye'de genç futbolcuların haksızlığa uğradığını iddia eden Serdar Özkan, "Arda yaşıyor, ben yaşıyorum, İbrahim Kaş yaşıyor, eminim Necip Uysal da yaşayacak. Bir de insanlar altyapıdan oyuncu çıkmıyor diyorlar. Ben soruyorum, altyapıdan gelen futbolculara sahip çıkılıyor mu? Yabancılara gösterilen tolerans bize gösteriliyor mu?
Bir yabancı futbolcu çıkıp geziyor, kimse bir şey demiyor; ancak biz gezince olay oluyor. Neden geziyor, neden dışarıda diye sorguluyorlar. Arda Turan bana kardeşim kadar yakın, ailemin bir parçası gibi. Babamla, ablamla ne konuşuyorsam onunla da her şeyi konuşuyorum. O da bugünlerde böyle şeylere maruz kalıyor. Atlatacaktır bu durumu." şeklinde sözlerini bitirdi.
Fanatik
Bu hafta içerisinde yönetimle son kez masaya oturacaklarını ifade eden Serdar Özkan, “Bu hafta takımda kalıp kalmayacağım belli olacak. Tek isteğim oynamak. 23 yaşındayım önüme bakmak zorundayım. 1 maç oynuyorum 5 maç oynamıyorum. Türkiye’de genç futbolculara haksızlık yapılıyor. Bana, Arda’ya, İbrahim Kaş’a haksızlık yapılıyor.” dedi.
SÖZLEŞME İMZALAMADIM DİYE AİLEME KÜFRETTİ
Sivasspor maçındaki yaşanan olayı Radyospor'da anlatan Serdar Özkan, "Bir seyirci bana küfretti, ben de dedim ki üstümde Beşiktaş forması var, bana nasıl küfür ediyorsun. Yanındaki sağduyulu taraftarlar da küfür eden kişiyi susturdular ve olaydan duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Sağduyulu davranan taraftarlarımıza teşekkür ediyorum." dedi.
Taraftarın galibiyet istediğini; ancak kensinin Sivasspor maçında herhangi bir suçu bulunmadığını kaydeden Serdar Özkan, "Sanırım küfreden taraftar, henüz yeni sözleşme imzalamamış olmamdan dolayı küfretmiş. “Sözleşmeyi imzala” dedi, arkasından ağza alınmayacak bir küfür etti. Tepki göstermeme bile kızıyorlar. Bir insana yolda giderken, annesine-babasına küfretseniz o insan tepkisiz kalabilir mi? Gözümün içine baka baka aileme küfretti ve bu kişi benim yaşımda biriydi." şeklinde konuştu.
HAKEM HATALARI LİGDEN KOPMAMIZA NEDEN OLDU
Takımın bu sezonki performansını da değerlendiren Serdar Özkan, "Sezona takım olarak kötü başladık. Sonradan toparladık; fakat son iki üç haftada yapılan bariz hakem hataları nedeniyle ligden koptuk. Bütün sezon boyuncu çalışıyorsunuz, koşmaktan çiğeriniz patlayacak duruma geliyor. Açıkçası böyle küçük hatalardan dolayı emeklerinizin heba olması bizi çok üzdü." dedi.
İYİ OYNADIM TEK EKSİĞİM GOL ATAMAMAKTI
Bu sezon çok az şans bulduğunu ifade eden Serdar Özkan şöyle devam etti: "Oynadığım maçlarda da iyi oynadım. Kötü oynadığımı düşünmüyorum. Tek eksiğim gol atamamaktı. O golleri atsaydım, kimse bana bugün kalkıp bir şey demezdi; diyemezdi. Her şeyden önemlisi çok fazla forma şansı bulamadım. Üç kere bile 11’de başlamadım. 90 dakika oynadığım maç sayısı sadece bir. Eğer gerekli şans verilseydi, son vuruş açısından da sorun yaşamazdım. İnsan oynadıkça özgüven kazanır. Ben 1 hafta oynuyorum, üç hafta beş hafta oynamıyorum. 1., 2., 3. maçlarda oynamıyorum, 4. maçta oynuyorum, ondan sonra bir 5 maç daha oynamıyorum. Bu tabloda bir futbolcu nasıl konsantre olabilir ki (?)"
TEK İSTEĞİM OYNAMAK
Tek isteğinin futbol oynamak olduğunu vurgulayan Serdar Özkan, "Bu konuyu teknik direktörümüz Mustafa Denizli’yle konuşmadım. Hocanın takdiridir deyip geçtim. Kendisiyle bu konuyu yüz yüze konuşmadık; ama bildiğim kadarıyla takımda kalmamı istiyor. Ama ben 23 yaşında bir futbolcuyum. Oynamak istiyorum. Bir maç oynayıp 3 maç oynayamayacaksam bu işin içinden nasıl çıkacağız. Oynamak istiyorum. Bu kadar açık." şeklinde konuştu.
Sözleşme imzalayıp imzalamayacağı konusunda bu hafta içerisinde son bir görüşme olacağını söyleyen Serdar Özkan, "Anlaşma sağlar mıyız, sağlayamaz mıyız bilmiyorum; ama beni Serdar Özkan yapan Beşiktaş takımıdır. Ben Beşiktaş’a imza atmam diyemem ki; ama 23 yaşındayım ve önüme bakmak zorundayım. En güzel yaşlarımda kulübede oturmak istemiyorum. Bakalım yönetici büyüklerim bana ne diyecekler, ben sadece bu hafta yapılacak görüşmeye kanalize oldum. Onun dışında Avrupa’ya mı gideyim yoksa Türkiye’de bir takıma mı gideyim diye düşünmedim. Ne olup, ne bitecek hepimiz göreceğiz." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE GENÇ FUTBOLCULARA HAKSIZLIK YAPILIYOR
Türkiye'de genç futbolcuların haksızlığa uğradığını iddia eden Serdar Özkan, "Arda yaşıyor, ben yaşıyorum, İbrahim Kaş yaşıyor, eminim Necip Uysal da yaşayacak. Bir de insanlar altyapıdan oyuncu çıkmıyor diyorlar. Ben soruyorum, altyapıdan gelen futbolculara sahip çıkılıyor mu? Yabancılara gösterilen tolerans bize gösteriliyor mu?
Bir yabancı futbolcu çıkıp geziyor, kimse bir şey demiyor; ancak biz gezince olay oluyor. Neden geziyor, neden dışarıda diye sorguluyorlar. Arda Turan bana kardeşim kadar yakın, ailemin bir parçası gibi. Babamla, ablamla ne konuşuyorsam onunla da her şeyi konuşuyorum. O da bugünlerde böyle şeylere maruz kalıyor. Atlatacaktır bu durumu." şeklinde sözlerini bitirdi.
Fanatik
24 Nisan 2010 Cumartesi
Elano üzerine hesaplar!
Manchester City’den 7 milyon Euro’ya transfer edilen tecrübeli futbolcunun Dünya Kupası için milli takıma çağrılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
İşte Sarı-Kırmızılı yönetim, bu oyuncunun Dünya Kupası’nda iyi bir grafik çizmesini ve fiyatını artırmasını ümit ediyor. Böylece, Elano’yu kâr ederek satmayı hesaplıyor.
İşte Sarı-Kırmızılı yönetim, bu oyuncunun Dünya Kupası’nda iyi bir grafik çizmesini ve fiyatını artırmasını ümit ediyor. Böylece, Elano’yu kâr ederek satmayı hesaplıyor.
Alex, Fener’in her şeyi!
Sambacı, bu sezon Bursa, Beşiktaş, G.Birliği, G.Saray ve A.Gücü maçlarında attığı gollerle Kanarya’yı galibiyete uçurdu, ayrıca yaptığı asistlerle ekstra puanlar da kazandırdı
Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Alex geçen yıllarda olduğu gibi bu sezon da takımını sırtlamaya devam ediyor. Yarınki kritik Kasımpaşa maçı öncesinde Lacivert-Beyazlılar’ın hocası Yılmaz Vural’ın “Galibiyet için Alex’i durdurmamız lazım” dediği Sambacı, ligde geride kalan 30 haftada attığı goller ve yaptığı asistlerle Sarı-Lacivertliler’e ekstra puanlar kazandırdı. Alex, 5.haftada 1-0’lık Bursa maçında attığı golle tek başına Kanarya’ya ilk 3 puanını getirdi.
ÜÇ MAÇTA DUBLE YAPIP 6 PUAN KAZANDIRDI!..
Kanarya’nın Brezilyalı kaptanı, 8. haftada 3-0 galip kapatılan G.Birliği karşılaşmasında 2 gol birden attı. Ardından 10. haftada Kadıköy’deki Galatasaray derbisinde ezeli rakiplerinin filelerini yine 2 kez havalandırdı. 16. haftada da Ankaragücü ağlarını 2 defa sarsttı. Bu üç müsabakada attığı 6 golle alınan 9 puanın mimarı olan Alex, 22. haftada 3-2 kaybedilen Bursa, 23. haftada 2-1 yitirilen İstanbul BŞ maçlarında da 1’er gol attı ama bunlar puan getirmedi.
"KASIMPAŞA’YI YENMEMİZ GEREKİYOR"
Geçen haftaki Beşiktaş derbisinde 3 puanı getiren tek golü kaydeden Sambacı, golleriyle 10’u direkt 15 puanda başrol oynarken, yaptığı 11 asistle de ekstradan 7 puan kazanılmasını sağladı. Kasımpaşa maçının zor geçeceğini belirten Alex, “Şampiyon olmak istiyorsak, bu maçı kazanmamız gerekiyor. Golü kimin attığı hiç önemli değil. İsterse Volkan atsın” dedi.
Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Alex geçen yıllarda olduğu gibi bu sezon da takımını sırtlamaya devam ediyor. Yarınki kritik Kasımpaşa maçı öncesinde Lacivert-Beyazlılar’ın hocası Yılmaz Vural’ın “Galibiyet için Alex’i durdurmamız lazım” dediği Sambacı, ligde geride kalan 30 haftada attığı goller ve yaptığı asistlerle Sarı-Lacivertliler’e ekstra puanlar kazandırdı. Alex, 5.haftada 1-0’lık Bursa maçında attığı golle tek başına Kanarya’ya ilk 3 puanını getirdi.
ÜÇ MAÇTA DUBLE YAPIP 6 PUAN KAZANDIRDI!..
Kanarya’nın Brezilyalı kaptanı, 8. haftada 3-0 galip kapatılan G.Birliği karşılaşmasında 2 gol birden attı. Ardından 10. haftada Kadıköy’deki Galatasaray derbisinde ezeli rakiplerinin filelerini yine 2 kez havalandırdı. 16. haftada da Ankaragücü ağlarını 2 defa sarsttı. Bu üç müsabakada attığı 6 golle alınan 9 puanın mimarı olan Alex, 22. haftada 3-2 kaybedilen Bursa, 23. haftada 2-1 yitirilen İstanbul BŞ maçlarında da 1’er gol attı ama bunlar puan getirmedi.
"KASIMPAŞA’YI YENMEMİZ GEREKİYOR"
Geçen haftaki Beşiktaş derbisinde 3 puanı getiren tek golü kaydeden Sambacı, golleriyle 10’u direkt 15 puanda başrol oynarken, yaptığı 11 asistle de ekstradan 7 puan kazanılmasını sağladı. Kasımpaşa maçının zor geçeceğini belirten Alex, “Şampiyon olmak istiyorsak, bu maçı kazanmamız gerekiyor. Golü kimin attığı hiç önemli değil. İsterse Volkan atsın” dedi.
Aslan'a 'Örümcek adam'
Galatasaray'da yönetim kale için resmen düğmeye bastı. Taraftarın ardından teknik direktör Frank Rijkaard'ın da kafasından sildiği Leo Franco ile yola devam etmeyecek sarı-kırmızılılar, aradığı file bekçisini Fransa'da buldu. Ligue 1 ekiplerinden Saint Etienne'nin "Spiderman (Örümcek Adam)" lakaplı kalecisi Jeremie Janot, listenin ilk sırasında. Giydiği ilginç formalar ve maç öncesi yaptığı şovlarla Fransız taraftarların sevgilisi olan Janot, tam 14 yıldır kalesini koruduğu Saint Etienne'nin bayrak adamı.
'TRİBÜNLERİN SEVGİLİSİ OLUR'
Sarı-kırmızılı yöneticilerin, Rijkaard'dan onay bekledikleri ve 1.76 boyundaki 32 yaşındaki kalecinin transferini bitirecekleri ifade edildi. Yeşil-beyazlı kulübüyle 1 yıl daha sözleşmesi bulunan Jeremie Janot'u Galatasaray'a tavsiye eden menajer Tarık Yalçın, "Çok çılgın bir kaleci. Galatasaray'a gelirse, tribünlerin sevgilisi olur" diyerek transfere yeşil ışık yaktı.
'TRİBÜNLERİN SEVGİLİSİ OLUR'
Sarı-kırmızılı yöneticilerin, Rijkaard'dan onay bekledikleri ve 1.76 boyundaki 32 yaşındaki kalecinin transferini bitirecekleri ifade edildi. Yeşil-beyazlı kulübüyle 1 yıl daha sözleşmesi bulunan Jeremie Janot'u Galatasaray'a tavsiye eden menajer Tarık Yalçın, "Çok çılgın bir kaleci. Galatasaray'a gelirse, tribünlerin sevgilisi olur" diyerek transfere yeşil ışık yaktı.
Milan Baros yuvadan uçuyor
Gelecek sezon sonunda sözleşmesi sona erecek olan Milan Baros’un Galatasaray yönetiminin 2 yıllık yeni mukavele önerisine “Evet” dememesi endişeye yol açtı.
Başta Alman kulüpleri olmak üzere İngiltere ve İspanya’dan da teklifler alan Çek golcünün “Avrupa’ya dönebilirim” şeklinde mesajlar vermesi yöneticilerin canını sıkıyor. Milan Baros’un nikah tazelememesi halinde önümüzdeki sezon tıpkı Avustralyalı yıldız Harry Kewell gibi bonservis bedeli olmadan ayrılma ihtimali doğacak.
HtSpor'da yer alan haberde, Baros için şimdiden önlem almak isteyen Cimbom, Çek golcüye yıllık 2.5milyon Euro’dan 2 yıllık bir sözleşme teklifi götürmüştü. Baros’un bu öneriye hemen “Tamam” diyeceği düşünülürken, “Sezon sonunu bekleyelim” yanıtının alınması yöneticileri paniğe sokmuştu. Yıldız oyuncunun menajeri ile yapılan görüşmelerden de şu ana kadar bir sonuç çıkmazken, Baros’un başta Bundesliga’nın önemli temsilcilerinden biri konumundaki Hoffenheim olmak üzere birkaç İngiliz ve İspanyol kulübünden de teklif aldığı ortaya çıktı.
TRANSFERİN MERKEZİ BAROS
İyileştikten sonra yeniden çıkışa geçen, taraftarın da sevgilisi olan Çek forvetin sözleşmesini uzatıp rahatlamak isteyen Sarı-Kırmızılılar, Avrupa kulüplerinin ilgisi nedeniyle Baros’u ikna turlarına hız verdi. Kiralık olarak alınan Jo’yu Manchester City’ye geri gönderecek olan futbol şubesi, Baros’u takımda tutup yanına iyi bir partner almak istiyor. Forvet bölgesindeki transfer harekâtına Baros’un kararına göre yön verecek olan yönetimin, Çek futbolcunun ayrılmak istemesi ihtimaline karşılık ‘B planı’ arayışlarına başlaması bekleniyor
Başta Alman kulüpleri olmak üzere İngiltere ve İspanya’dan da teklifler alan Çek golcünün “Avrupa’ya dönebilirim” şeklinde mesajlar vermesi yöneticilerin canını sıkıyor. Milan Baros’un nikah tazelememesi halinde önümüzdeki sezon tıpkı Avustralyalı yıldız Harry Kewell gibi bonservis bedeli olmadan ayrılma ihtimali doğacak.
HtSpor'da yer alan haberde, Baros için şimdiden önlem almak isteyen Cimbom, Çek golcüye yıllık 2.5milyon Euro’dan 2 yıllık bir sözleşme teklifi götürmüştü. Baros’un bu öneriye hemen “Tamam” diyeceği düşünülürken, “Sezon sonunu bekleyelim” yanıtının alınması yöneticileri paniğe sokmuştu. Yıldız oyuncunun menajeri ile yapılan görüşmelerden de şu ana kadar bir sonuç çıkmazken, Baros’un başta Bundesliga’nın önemli temsilcilerinden biri konumundaki Hoffenheim olmak üzere birkaç İngiliz ve İspanyol kulübünden de teklif aldığı ortaya çıktı.
TRANSFERİN MERKEZİ BAROS
İyileştikten sonra yeniden çıkışa geçen, taraftarın da sevgilisi olan Çek forvetin sözleşmesini uzatıp rahatlamak isteyen Sarı-Kırmızılılar, Avrupa kulüplerinin ilgisi nedeniyle Baros’u ikna turlarına hız verdi. Kiralık olarak alınan Jo’yu Manchester City’ye geri gönderecek olan futbol şubesi, Baros’u takımda tutup yanına iyi bir partner almak istiyor. Forvet bölgesindeki transfer harekâtına Baros’un kararına göre yön verecek olan yönetimin, Çek futbolcunun ayrılmak istemesi ihtimaline karşılık ‘B planı’ arayışlarına başlaması bekleniyor
Çağlar tamam gibi
Bir yandan ligde ‘çıkmayan candan ümit kesilmez’ misali Şampiyonlar Ligi vizesi kovalayan Galatasaray, diğer yandan yeni sezonun takımını oluşturma çalışmalarını sürdürüyor.
Jo, Kewell, Leo Franco, Ayhan, Barış ve talibi çıktığı takdirde Elano Blumer ile yollarını ayırmaya hazırlanan Cim Bom, Keyserispor’un stoperi Ali Turan, Altay’ın orta sahasında görev yapan ve oyunun iki yönünü de oynayabilen ismi Musa Çağıran’ın ardından, şimdi de Denizlispor’un solbeki Çağlar Birinci’yi renklerine katmak üzere...
Takımı ile olan sözleşmesi 2011 Mayısı’nda sona erecek olan Çağlar için önümüzdeki günlerde Denizlispor Yönetimi’nin kapısını çalacak olan Galatasaray, bu transfer için geçen sezon da çok uğraşmış, ancak para+takas teklifini kabul ettirememişti.
Şartlar Cim Bom’un lehine değişti
Ancak bu kez şartlar daha farklı. Çünkü Denizlispor’un bu dakikadan sonra Süper Lig’de tutunması çok zor... Bu nedenle paraya da ihtiyacı olan Yeşil-Siyahlı yönetimin, milli futbolcusuna Galatasaray’a gitmesi için vereceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Mevkiinin en iyilerinden
Son yıllarda ülkemizde nadir yetişen sol beklerden biri de hiç kuşkusuz Çağlar Birinci’dir. Güçlü, dayanıklı, çabuk, süratli ve şutör özelliklere sahip olan genç futbolcunun bir diğer meziyeti de, defansın diğer mevkiilerinde de oynayabilmesidir. Top tekniğinin yüksek olması ve geriden oyun kurabilme yeteneği nedeniyle her teknik adamın takımın görmek istediği bir futbolcudur.
Geçtiğimiz sezonlarda sakatlık problemleri yaşaması nedeniyle zaman zaman sahalardan uzak kalmasına karşın, bu sezon yakaladığı istikrar ve form düzeyiyle bu sıkıntısını gidermiş görünüyor. Fatih Terim zamanında A Milli Takım’a da alınan Çağlar Birinci, hücuma verdiği katkı nedeniyle önünde oynayan futbolcuyu da rahatlatan bir yapıya sahip. Transfer edilmesi durumunda büyük bir ihtimalle Frank Rijkard’ın ilk 11’deki ilk tercihi olacaktır.
Jo, Kewell, Leo Franco, Ayhan, Barış ve talibi çıktığı takdirde Elano Blumer ile yollarını ayırmaya hazırlanan Cim Bom, Keyserispor’un stoperi Ali Turan, Altay’ın orta sahasında görev yapan ve oyunun iki yönünü de oynayabilen ismi Musa Çağıran’ın ardından, şimdi de Denizlispor’un solbeki Çağlar Birinci’yi renklerine katmak üzere...
Takımı ile olan sözleşmesi 2011 Mayısı’nda sona erecek olan Çağlar için önümüzdeki günlerde Denizlispor Yönetimi’nin kapısını çalacak olan Galatasaray, bu transfer için geçen sezon da çok uğraşmış, ancak para+takas teklifini kabul ettirememişti.
Şartlar Cim Bom’un lehine değişti
Ancak bu kez şartlar daha farklı. Çünkü Denizlispor’un bu dakikadan sonra Süper Lig’de tutunması çok zor... Bu nedenle paraya da ihtiyacı olan Yeşil-Siyahlı yönetimin, milli futbolcusuna Galatasaray’a gitmesi için vereceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Mevkiinin en iyilerinden
Son yıllarda ülkemizde nadir yetişen sol beklerden biri de hiç kuşkusuz Çağlar Birinci’dir. Güçlü, dayanıklı, çabuk, süratli ve şutör özelliklere sahip olan genç futbolcunun bir diğer meziyeti de, defansın diğer mevkiilerinde de oynayabilmesidir. Top tekniğinin yüksek olması ve geriden oyun kurabilme yeteneği nedeniyle her teknik adamın takımın görmek istediği bir futbolcudur.
Geçtiğimiz sezonlarda sakatlık problemleri yaşaması nedeniyle zaman zaman sahalardan uzak kalmasına karşın, bu sezon yakaladığı istikrar ve form düzeyiyle bu sıkıntısını gidermiş görünüyor. Fatih Terim zamanında A Milli Takım’a da alınan Çağlar Birinci, hücuma verdiği katkı nedeniyle önünde oynayan futbolcuyu da rahatlatan bir yapıya sahip. Transfer edilmesi durumunda büyük bir ihtimalle Frank Rijkard’ın ilk 11’deki ilk tercihi olacaktır.
Fener'de 3 yabancı yolcu!
Sarı-Lacivertliler yeni sezon için en az 3 yabancı futbolcu alacak.Bunlardan 2’si kanat diğeri ise defans oyuncusu olacak. Roberto Carlos’un gidişi ile birlikte 1 yabancı kontenjan hakkı bulunan Fenerbahçe’de Deivid ile de sezon sonu yollar kesin olarak ayrılacak.
Böylelikle 2 yabancı kontenjan hakkı elde edilmiş olunacak. Ayrıca uzun süredir düşünülen defans oyuncusu için de çalışmalar hızlandı. Özellikle Bilica’nın saha içindeki güven vermeyen hareketlerinin yanı sıra Beşiktaş maçında yaptığı centilmenlik dışı hareket de yönetim ve camianın tepkisini çekti.
Bir anlamda Brezilyalı yıldız bu son davranışıyla kazdığı kuyuya düştü. Bu yüzden yönetim ve sportif direktör Aykut Kocaman bu bölgeye daha kontrollü oynayan ve kritik anlarda takımı yalnız bırakmayacak bir defans oyuncusu için arayışlara girmiş durumda.
CRISTIAN VE GÜİZA DA GİDEBİLİR
Yönetim ayrıca bu 3 bölge dışında Cristian Baroni ve Daniel Güiza’yı da gönderebilir. Sarı-Lacivertli yöneticiler, 2 yıldız için politikalarını belirledi. Cristian ve Güiza, istenilen rakamların verilmesi halinde sözleşmeleri devam etmesine rağmen elden çıkarılacak. Eğer böyle bir durum meydana gelirse özellikle Güiza konusunda takasın da gündeme
Böylelikle 2 yabancı kontenjan hakkı elde edilmiş olunacak. Ayrıca uzun süredir düşünülen defans oyuncusu için de çalışmalar hızlandı. Özellikle Bilica’nın saha içindeki güven vermeyen hareketlerinin yanı sıra Beşiktaş maçında yaptığı centilmenlik dışı hareket de yönetim ve camianın tepkisini çekti.
Bir anlamda Brezilyalı yıldız bu son davranışıyla kazdığı kuyuya düştü. Bu yüzden yönetim ve sportif direktör Aykut Kocaman bu bölgeye daha kontrollü oynayan ve kritik anlarda takımı yalnız bırakmayacak bir defans oyuncusu için arayışlara girmiş durumda.
CRISTIAN VE GÜİZA DA GİDEBİLİR
Yönetim ayrıca bu 3 bölge dışında Cristian Baroni ve Daniel Güiza’yı da gönderebilir. Sarı-Lacivertli yöneticiler, 2 yıldız için politikalarını belirledi. Cristian ve Güiza, istenilen rakamların verilmesi halinde sözleşmeleri devam etmesine rağmen elden çıkarılacak. Eğer böyle bir durum meydana gelirse özellikle Güiza konusunda takasın da gündeme
Yine yakacaklar!
06:44
beşiktaş, bursa, bursaspor, derbi maç, fenerbahçe, futbol, galatasaray, spor haberleri.spor.spor maç
No comments
Beşiktaşlı taraftarlar bugün dev bir organizasyona daha imza atıyor... Son Fenerbahçe maçında yaşanan olayların ardından isyan bayrağını açan ve federasyona yürüyen Siyah-Beyazlılar, bugün ise takımlarını bağrına basacak.
Dev bir meşale organizasyonu düzenlemeye hazırlanan Beşiktaşlı taraftarlar, takım otobüsünün Beşiktaş semtinden geçeceği güzergahları meşale konvoylorıyla donatacak. Organizasyon Çarşı Grubu’nun forumundan “Yakıyorsak, aşkımızdan! Hepimiz Eyjafjallajokull’uz” sloganıyla duyurulurken, İzlanda’da patlayan yanardağa da göndermede bulunuldu.
Yapılan duyuruda “Şampiyon Beşiktaşımız’ı, Sivas maçı öncesinde semtimizden stada kadar meşalelerle götürüyoruz” ifadesi yer alırken, taraftarlar kötü günde de takımlarının yanında olduklarını göstermeyi planlıyor. Siyah-Beyazlılar’ın da organizasyona büyük destek verdikleri gözlenirken, “Şampiyonluğa giderken de yaktık, bugün de yakarız. Sonuna kadar Beşiktaş” şeklindeki görüşleri internet sayfalarını süslüyor.
En son 4 Nisan 2009’da!
Organizasyonu mail yoluyla dünya basınına da duyuran Beşiktaşlılar, “Bu, gasp edilen emeklerin sevgimizi bitiremeyeceğinin haykırışıdır” diyorlar. Geçen sene de 4 Nisan’daki Kayserispor maçı öncesi benzer bir organizasyon düzenlenmiş ve 10 bin kişi ellerinde meşalelerle takımı karşılayarak Beşiktaş’ı mahşer yerine çevirmişti.
Dev bir meşale organizasyonu düzenlemeye hazırlanan Beşiktaşlı taraftarlar, takım otobüsünün Beşiktaş semtinden geçeceği güzergahları meşale konvoylorıyla donatacak. Organizasyon Çarşı Grubu’nun forumundan “Yakıyorsak, aşkımızdan! Hepimiz Eyjafjallajokull’uz” sloganıyla duyurulurken, İzlanda’da patlayan yanardağa da göndermede bulunuldu.
Yapılan duyuruda “Şampiyon Beşiktaşımız’ı, Sivas maçı öncesinde semtimizden stada kadar meşalelerle götürüyoruz” ifadesi yer alırken, taraftarlar kötü günde de takımlarının yanında olduklarını göstermeyi planlıyor. Siyah-Beyazlılar’ın da organizasyona büyük destek verdikleri gözlenirken, “Şampiyonluğa giderken de yaktık, bugün de yakarız. Sonuna kadar Beşiktaş” şeklindeki görüşleri internet sayfalarını süslüyor.
En son 4 Nisan 2009’da!
Organizasyonu mail yoluyla dünya basınına da duyuran Beşiktaşlılar, “Bu, gasp edilen emeklerin sevgimizi bitiremeyeceğinin haykırışıdır” diyorlar. Geçen sene de 4 Nisan’daki Kayserispor maçı öncesi benzer bir organizasyon düzenlenmiş ve 10 bin kişi ellerinde meşalelerle takımı karşılayarak Beşiktaş’ı mahşer yerine çevirmişti.
'Beni neden gönderdiğini açıklasın'
“Şimdi ‘İnancımdan dolayı beni gönderdiler’ ya da ‘Göndermediler’ polemiğini açmaya gerek yok. Ancak Polat, beni niçin gönderdiklerini birçok ortamda söylemesine karşın bugünkü şartlar altında ‘Evet, Hakan’ı bundan dolayı gönderdim’ deme cesaretine sahip değil...”
“Vicdan muhasabesini kendi içinde en çok yapan insanlardan biri olarak,
öncelikle sayın Adnan Polat’ın açıklamalarına çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Aramızda kendisinin de söylediği gibi G.Saray için paylaştığımız çok şey var... Ama açıklamalarının inançlarla ilgili bölümüne, bende kalmasını istediğim ama yaşadığım şeylerden dolayı katılmadığımı ve aynı fikirde olmadığımı açıkça söylemek istiyorum.
Burada, ‘İnancımdan dolayı beni gönderdiler’ ya da ‘Göndermediler’ polemiğini açmaya gerek yok. Ancak beni neden gönderdiklerini aslında kendisi de birçok ortamda ve şahitler huzurunda söylemesine karşın bunu kamuoyu önünde söyleyememesi de aslında çok açık. Tabii ki bugünkü şartlar altında ve konjonktürde, kimse “Evet, Hakan’ı bundan dolayı gönderdim” deme cesaretine sahip değil. Fakat bir insan yaptığı şeyin arkasında duracak. Sporculuk hayatımda
Ulu Önder Atatürk’ün ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ sözünü eksiksiz yerine getirmeye çalıştığım için şimdi tüm kamuoyundan özür diliyorum... Sportif açıdan yetersiz olarak gönderildiğim iddiasına gelince...
Ben hiçbir zaman ‘G.Saray’da kalmalıydım’ demedim. Günü geldi, ben de ayrılacaktım. Ayrılırkenki usule olan itirazımı, tüm kamuoyu ve medya hasbelkader anlamıştı zaten... Ayrılacağını 6 ay önceden söylemiş bir insanı geri çevirip “Hakan bu kulüpten istediği zaman ayrılır” diyenlerin, şimdi yaşımı ve performansımı bahane etmeleri de şaşılacak bir durum. 37 yaşında takımın en fazla gol atan ve asist yapan oyuncularından biriyken gönderilmem sorgulanması gerekirken, maalesef birçok kişinin işine gelmesi nedeniyle irdelenmedi. Bu şekilde hem kulüpten hem de sene sonunda oynanacak olan Avrupa Şampiyonası’ndan uzaklaştırılmış oldum.”
ADNAN POLAT NE DEMİŞTİ?
“Hiçbir futbolcunun ibadeti ile ilgili yorum yapmadım. Aksine yollarını açtım. Hakan’la güzel günlerimiz, kötülerden fazla. Kendisini ben getirdim, yine ben gönderdim. G.Saray menfaatleri gereği 37 yaşında olması nedeniyle daha fazla yararlı olamayacağını düşündüm. Zaman zaman olumsuz yorumlarını görüyorum. Ama o benim kardeşim. Beni rencide edici sözler kullanmayı doğru buluyorlarsa (Hakan Şükür, Hakan Ünsal ve Hasan Şaş) onların vicdanlarına bırakıyorum.”
‘BiZ VİCDANSIZIZ DA ONLAR MI ÇOK VİCDANLI?’
“Bizi vicdanla sorgulayanlar, şu anda tribünlere beste olan Metin Oktay’ın rekorlarını da geçmiş bir insanın müzede bir çorabının dahi olmamasının anlamını çok iyi bilirler ve ne anlatmak istediğimi aslında çok iyi anlarlar.
Biz vicdansızız da onlar mı çok vicdanlı? Geçmişte onların yerli ve yabancı oyuncular arasındaki ödeme konusundaki vicdansızlıklarını vicdana dönüştüren bizler, Galatasaray’ın başarısı için yokluk anlarında birçok arkadaşımla beraber G.Saray sevgisiyle hareket ettik. Kendilerinin yapamadıkları ve benim kendi cebimden çıkarıp futbolcu kardeşlerime verdiğim primlerin şimdi ‘Onları vicdanlarına bırakıyorum’ sözleri ile açıklanmasını da üzüntü ve hayretle karşılıyorum.”
'İYİ YÖNETEMİYOR, KENDİSİNİ KURTARMAYA ÇALIŞIYOR...’
“Sayın başkanın 2 senedir çok büyük maliyetlerle kurulan kadroları iyi yönetememesinin suçu,medya tarafından başka yerler hedef gösterilip (Bunda da Murat Yalçındağ’ın çok büyük payı var) hep kendi getirdikleri oyuncu ve teknik kadrolara yıkılmaya, işin içinden sıyrılınmaya çalışılıyor.
Bu da başarıyla gerçekleştiriliyor. Ben yine başkanın bu tip şeylerle, beni de içine çekerek gündemdeğiştirmesini iyi bir taktik olarak görüyorum. Hal böyle olunca haklı eleştirileri vicdana bırakmasını, benim gibi birçok oyuncuya ve antrenöre yapılan duygusuzlukların bugün benim vicdanımla kıyaslanmasını kesinlikle kabul edemem.
Beni tanıyanlar ne kadar vicdanlı ve samimi olduğumu çok iyi bilirler. Beni çok sevdiğini iddia eden bir insanın bu duygularla kendisini kurtarma çabasını doğru bulmadım. Bu yönetimin uzun zamandır ‘Nasıl gündemi değiştirip de başarısızlığı birinin üzerine yıkarız?’mantığıyla toplandığını herkes gibi ben de görüyorum.
Burada yönetimde uzun zamandır dillendirilen gerçek sihirbazın kimolduğunu damerak ediyorum. Öyle ki bu gerçek sihirbaz aslında her kimse, havaalanlarında karşılanan ve şu an eleştirilen o futbolcuları getiren ve şu anda gündemde olmamalarını bile kaybedebilen bir sihirbaz olsa gerek!”
‘PARA ALIP YATAN OYUNCULARDAN MI İSTİYORLAR?'
“Benim için ‘Oynamadığı zaman kapris yapıyor, sorun çıkarıyor’ diyenlere de
soruyorum. Oynamadığı zaman çok mutlu olan, maç başına değil de garanti para
alıp yatan oyunculardan mı istiyorlar, yoksa bizim gibi oynamak için her şeyini veren ve o gelen yabancıların 10’da 1’ini kazanan, oynamadığında Galatasaray için üzülen oyuncuları mı? Aslında bunu son yapılan Jo protestosundan sonra bir kez daha anlamanın haklı gururunu yaşıyorum.”
‘15 PUAN FARK OLMALIYDI’
“Keşke söz vermemiş olsaydım da rahmetli Özhan Canaydın’ın kendisine ve
bizlere yapılanlar hakkında söylediklerini anlatma şansım olsaydı. G.Saray’ı çok sevdiğim için bugün yapılan yanlışları, hatta hatta birçok kesim tarafından gündem değiştirilerek yazılmayan yanlışları dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum.
Şu an 15 puan farkla şampiyon olması gereken bir kadro, doğru yönetilip bazı tavizler verilmeseydi, rakiplerin puan kaybetmesini bekleyeceğine, şampiyonluğu da alıp götürmüş olacaktı
“Vicdan muhasabesini kendi içinde en çok yapan insanlardan biri olarak,
öncelikle sayın Adnan Polat’ın açıklamalarına çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Aramızda kendisinin de söylediği gibi G.Saray için paylaştığımız çok şey var... Ama açıklamalarının inançlarla ilgili bölümüne, bende kalmasını istediğim ama yaşadığım şeylerden dolayı katılmadığımı ve aynı fikirde olmadığımı açıkça söylemek istiyorum.
Burada, ‘İnancımdan dolayı beni gönderdiler’ ya da ‘Göndermediler’ polemiğini açmaya gerek yok. Ancak beni neden gönderdiklerini aslında kendisi de birçok ortamda ve şahitler huzurunda söylemesine karşın bunu kamuoyu önünde söyleyememesi de aslında çok açık. Tabii ki bugünkü şartlar altında ve konjonktürde, kimse “Evet, Hakan’ı bundan dolayı gönderdim” deme cesaretine sahip değil. Fakat bir insan yaptığı şeyin arkasında duracak. Sporculuk hayatımda
Ulu Önder Atatürk’ün ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ sözünü eksiksiz yerine getirmeye çalıştığım için şimdi tüm kamuoyundan özür diliyorum... Sportif açıdan yetersiz olarak gönderildiğim iddiasına gelince...
Ben hiçbir zaman ‘G.Saray’da kalmalıydım’ demedim. Günü geldi, ben de ayrılacaktım. Ayrılırkenki usule olan itirazımı, tüm kamuoyu ve medya hasbelkader anlamıştı zaten... Ayrılacağını 6 ay önceden söylemiş bir insanı geri çevirip “Hakan bu kulüpten istediği zaman ayrılır” diyenlerin, şimdi yaşımı ve performansımı bahane etmeleri de şaşılacak bir durum. 37 yaşında takımın en fazla gol atan ve asist yapan oyuncularından biriyken gönderilmem sorgulanması gerekirken, maalesef birçok kişinin işine gelmesi nedeniyle irdelenmedi. Bu şekilde hem kulüpten hem de sene sonunda oynanacak olan Avrupa Şampiyonası’ndan uzaklaştırılmış oldum.”
ADNAN POLAT NE DEMİŞTİ?
“Hiçbir futbolcunun ibadeti ile ilgili yorum yapmadım. Aksine yollarını açtım. Hakan’la güzel günlerimiz, kötülerden fazla. Kendisini ben getirdim, yine ben gönderdim. G.Saray menfaatleri gereği 37 yaşında olması nedeniyle daha fazla yararlı olamayacağını düşündüm. Zaman zaman olumsuz yorumlarını görüyorum. Ama o benim kardeşim. Beni rencide edici sözler kullanmayı doğru buluyorlarsa (Hakan Şükür, Hakan Ünsal ve Hasan Şaş) onların vicdanlarına bırakıyorum.”
‘BiZ VİCDANSIZIZ DA ONLAR MI ÇOK VİCDANLI?’
“Bizi vicdanla sorgulayanlar, şu anda tribünlere beste olan Metin Oktay’ın rekorlarını da geçmiş bir insanın müzede bir çorabının dahi olmamasının anlamını çok iyi bilirler ve ne anlatmak istediğimi aslında çok iyi anlarlar.
Biz vicdansızız da onlar mı çok vicdanlı? Geçmişte onların yerli ve yabancı oyuncular arasındaki ödeme konusundaki vicdansızlıklarını vicdana dönüştüren bizler, Galatasaray’ın başarısı için yokluk anlarında birçok arkadaşımla beraber G.Saray sevgisiyle hareket ettik. Kendilerinin yapamadıkları ve benim kendi cebimden çıkarıp futbolcu kardeşlerime verdiğim primlerin şimdi ‘Onları vicdanlarına bırakıyorum’ sözleri ile açıklanmasını da üzüntü ve hayretle karşılıyorum.”
'İYİ YÖNETEMİYOR, KENDİSİNİ KURTARMAYA ÇALIŞIYOR...’
“Sayın başkanın 2 senedir çok büyük maliyetlerle kurulan kadroları iyi yönetememesinin suçu,medya tarafından başka yerler hedef gösterilip (Bunda da Murat Yalçındağ’ın çok büyük payı var) hep kendi getirdikleri oyuncu ve teknik kadrolara yıkılmaya, işin içinden sıyrılınmaya çalışılıyor.
Bu da başarıyla gerçekleştiriliyor. Ben yine başkanın bu tip şeylerle, beni de içine çekerek gündemdeğiştirmesini iyi bir taktik olarak görüyorum. Hal böyle olunca haklı eleştirileri vicdana bırakmasını, benim gibi birçok oyuncuya ve antrenöre yapılan duygusuzlukların bugün benim vicdanımla kıyaslanmasını kesinlikle kabul edemem.
Beni tanıyanlar ne kadar vicdanlı ve samimi olduğumu çok iyi bilirler. Beni çok sevdiğini iddia eden bir insanın bu duygularla kendisini kurtarma çabasını doğru bulmadım. Bu yönetimin uzun zamandır ‘Nasıl gündemi değiştirip de başarısızlığı birinin üzerine yıkarız?’mantığıyla toplandığını herkes gibi ben de görüyorum.
Burada yönetimde uzun zamandır dillendirilen gerçek sihirbazın kimolduğunu damerak ediyorum. Öyle ki bu gerçek sihirbaz aslında her kimse, havaalanlarında karşılanan ve şu an eleştirilen o futbolcuları getiren ve şu anda gündemde olmamalarını bile kaybedebilen bir sihirbaz olsa gerek!”
‘PARA ALIP YATAN OYUNCULARDAN MI İSTİYORLAR?'
“Benim için ‘Oynamadığı zaman kapris yapıyor, sorun çıkarıyor’ diyenlere de
soruyorum. Oynamadığı zaman çok mutlu olan, maç başına değil de garanti para
alıp yatan oyunculardan mı istiyorlar, yoksa bizim gibi oynamak için her şeyini veren ve o gelen yabancıların 10’da 1’ini kazanan, oynamadığında Galatasaray için üzülen oyuncuları mı? Aslında bunu son yapılan Jo protestosundan sonra bir kez daha anlamanın haklı gururunu yaşıyorum.”
‘15 PUAN FARK OLMALIYDI’
“Keşke söz vermemiş olsaydım da rahmetli Özhan Canaydın’ın kendisine ve
bizlere yapılanlar hakkında söylediklerini anlatma şansım olsaydı. G.Saray’ı çok sevdiğim için bugün yapılan yanlışları, hatta hatta birçok kesim tarafından gündem değiştirilerek yazılmayan yanlışları dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum.
Şu an 15 puan farkla şampiyon olması gereken bir kadro, doğru yönetilip bazı tavizler verilmeseydi, rakiplerin puan kaybetmesini bekleyeceğine, şampiyonluğu da alıp götürmüş olacaktı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)